Fazla Şeker Tüketimi Sağlığımızı Nasıl Etkiliyor?

Şeker veya şeker katkısı dediğimiz şey, mutfakta kullanılan şekeri, tatlandırıcıları, bal ve meyve suyunu içerir ve genellikle yiyecek ve içeceklerin tadını güzelleştirmek için katılır.

Aslında şeker, basit ve karmaşık karbonhidratlar için kullanılan geniş kapsamlı bir terimdir. Karbonhidratlar sindirim yoluyla glikoza dönüşür ve vücudun her hücresinde ve beyinde enerji kaynağı olarak işlev görür.

Karmaşık karbonhidratlar tam tahıllarda ve sebzelerde bulunur. Basit karbonhidratlar ise daha çabuk sindirilerek hemen kana karışır. Yediğimiz yiyeceklerdeki fruktoz, laktoz, sakaroz ve glikoz gibi doğal şekerler ile yüksek oranda fruktoz içeren insan yapımı mısır şurubu bu türdendir.

Bir zamanlar insanların şeker tüketimi sadece meyvelerin olgunlaştığı mevsimlerle sınırlıydı. 80 bin yıl önce avcı-toplayıcılar meyveyi arada bir ve kuşlarla rekabet halinde yiyebiliyordu. Bugün ise yılın neredeyse her günü şeker tüketiyoruz. Şeker en büyük kamu sağlığı sorunu haline geldi. Kimi hükümetler şekerli yiyecek ve içeceklere ekstra vergi getirdi, okul ve hastanelerdeki otomatlardan kaldırdı. Sağlık uzmanları ise şekerin tümüyle diyetimizden çıkarılması gerektiğini söylüyor.

Günlük hayatta şekeri ev yapımı olarak hazırladığımız pasta, kek, kurabiye, tatlılardan reçellere, kompostolara kadar kadar birçok yerde kullanıyoruz ve tüketiyoruz. Bununla da kalmıyor yüksek miktarlarda şeker içeren meyve suyu, gazlı içecekler, kahvaltılıklar, fastfood gibi hazır gıdalarla da tüketiyoruz.

Tükettiğimiz besinlerin içerdiği şeker miktarı günümüzde sağlık alanında en büyük sorun olarak karşımıza çıkıyor.

Dünya sağlık örgütü (DSÖ)’nün verilerine göre, Türkiye’de şeker tüketimi son 10 yılda yüzde 80 arttı. Bununla beraber obezite ve diğer kronik hastalıkların görülme sıklığı da gitgide artıyor. Uzmanlara göre, erkekler; günde 9 çay kaşığı şekerden fazla şeker tüketmemelidir. Kadınların tüketim miktarı ise günde 6 çay kaşığını geçmemelidir. Araştırmalara göre, önerilen miktarların 3 katından fazla şeker tüketiliyor. Bu da, yılda yaklaşık 27 kg ekstra şeker anlamına geliyor. Çocuklar ise günde yaklaşık 80 gr şeker tüketiyor.

İlave şekerin önde gelen kaynağı olarak içecekleri gösterebiliriz. Alkolsüz içecekler %25, Meyveli içecekler %11, Enerji içecekleri %3, Kahve ve çay %7

Ve tahmin edebileceğiniz gibi; atıştırmalık ve tatlılar, %31 şeker ilavesi ile en büyük katkı sağlayan ikinci kaynak.

Dünya sağlık örgütü basit şeker tüketiminin günlük enerjinin %5’inden az olmasını öneriyor. Bu da günlük alınacak karbonhidrat miktarının %10’una tekabül ediyor. Bu oranlara kadar alınan şeker vücut tarafından tolere edilebilirken daha fazla tüketildiğinde vücuda zarar veriyor.

Uzun süre ihtiyaçtan fazla şeker tüketimi ilk olarak organlarda kendini göstermeye başlıyor. Örneğin karaciğerin etrafında birikmeye başlayan şeker, alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanmasının başlıca nedenleri arasında.

Vücuda alınan şekerin fazlası trigliserit’e dönüşür. Artan trigliserit ise kalp ve damar hastalıklarının bir sebebidir.

Şekerli besinler tüketim miktarına göre değişmekle beraber günlük ekstra 500 kalori alınmasına bu da ayda 2 kg ağırlık kazanımına sebep olmaktadır. Düzenli olarak tüketilmesi ise obeziteye neden olmaktadır.

Ayrıca şeker tüketimi doyma sinyalini beyine ileten leptin hormonunun da işlevini bozuyor. Doyma sinyalinin beyne ulaşmaması daha fazla besin tüketimine ve obeziteye sebep oluyor.

İnsülin pankreas tarafından salgılanan, kan şekerini düşürmekle görevli bir hormondur. Şeker tüketimi sonrası kan şekeri aniden yükselir ve hemen ardından insülin salınımı başlar. Fazla şeker tüketimi insülin reseptörlerini duyarsızlaştırır ve zamanla insülin direnci ve sonrasında da tip 2 diyabet oluşur.

Şeker tüketimi kan şekerini çok ani yükseltip ani düşüren bir besindir. Bu da hipoglisemi yaşanmasına sebep olabilir.

Ayrıca şeker tüketiminin bağışıklık sistemini zayıflattığı, konsantrasyon bozukluğuna sebep olduğu, başta meme kanseri olmak üzere bazı kanser türlerine de zemin hazırladığı biliniyor.

Depresyon aşırı şeker tüketiminin bir diğer sonucu olarak dikkat çekiyor. Bu alanda yapılmış en geniş çaplı (9000 kişinin katılımıyla 6 yıl süren bir çalışma) araştırmaya göre fazla şeker ve paketlenmiş gıda tüketenlerde depresyon görülme oranı tüketmeyenlere göre %40 daha fazla.

Benzer Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir